Kadın olmak… Kimi zaman narin bir çiçek gibi görülmek, kimi zaman ise bir dağ gibi dimdik durmak zorunda kalmak. Hayatın yükünü omuzlarına alırken, yüreğinde sonsuz bir sevgi taşımak. Kadın olmak; bazen gözyaşlarını içine akıtıp, bazen de dünyayı değiştiren bir kahkaha atmak.
Bugün 8 Mart… Sadece bir tarih değil, bir mücadele, bir sesleniş, bir varoluş hikâyesi. Bugün, unutulmuş, yok sayılmış ama her şeye rağmen hayata tutunan kadınların günü.
Tarih boyunca Türk kadını, her alanda mücadele etmiş, başarılarıyla adını altın harflerle yazdırmıştır. Nene Hatun, Kurtuluş Savaşı’nda eline silah alıp vatanını savunurken, Halide Edib Adıvar kalemiyle milli mücadeleye ışık tutmuştur.
Günümüzde de birçok güçlü kadın, farklı alanlarda başarılarıyla ilham vermektedir:
Prof. Dr. Canan Dağdeviren, tıp dünyasında devrim niteliğinde buluşlarıyla fark yaratıyor.
Sümeyye Boyacı, doğuştan kolları olmamasına rağmen azmiyle dünya çapında bir yüzme şampiyonu oldu.
Şerife Bacı, İstiklal Mücadelesi’nde cephaneleri donarak bile olsa korumayı başarmış bir kahraman.
Bu isimler ve daha niceleri, kadının toplumda ne denli güçlü olduğunu gözler önüne seriyor.
İslam, kadına büyük bir değer vermiştir. Peygamber Efendimiz (S.A.V.), “Cennet annelerin ayakları altındadır.” hadis-i şerifiyle kadının mertebesini en güzel şekilde vurgulamıştır. Hz. Hatice, iş dünyasında başarılı bir tüccardı. Hz. Ayşe, İslam’ın en büyük alimlerinden biri olarak bilinir.
Kadın, İslam’da sadece bir anne, bir eş olarak değil, güçlü, bilgi sahibi, haklarına sahip çıkan bir birey olarak da tanımlanır. Önemli olan, dinin sunduğu bu değeri toplum olarak yaşatabilmek, kadına gerçek anlamda hak ettiği saygıyı gösterebilmektir.
Kadınlar, sadece var olmak için değil, özgürce var olabilmek için de mücadele eder. Özgürlük, bir insanın en temel hakkıdır ama bir kadın için çoğu zaman mücadeleyle kazanılan bir hazineye dönüşür.
Oysa kadın, sadece yaşamak değil, özgürce yaşamak ister. Kendi kararlarını almak, kendi yolunu çizmek, kendi rengini dünyaya bırakmak ister. Kadının sesi duyulmalı, emeği görünmeli, varlığı yüceltilmelidir. Çünkü bir toplumun gerçek gücü, kadının gücüyle ölçülür.
Belki de en büyük kahramanlık, hiç fark edilmeden, sessizce mücadele etmektir. Sabah gün doğmadan uyanan, evini çekip çeviren, çocuklarını büyüten, işe gidip çalışan, akşam yine bir yuvaya can veren kadınlar… Onlar, her gün yeniden doğan, yeniden var olan, yeniden filizlenen birer bahardır.
Bugün, bu satırları yazarken bir kadın gazeteci olarak düşündüm: Bizim en büyük haberimiz ne olmalı? Kadınların artık eşit olduğu, adaletin sağlandığı, kimsenin cinsiyetinden ötürü ezilmediği, kadınların korkmadan, özgürce yaşadığı bir dünyanın haberi…
Ve bir gün o manşeti atmak ümidiyle…
Tüm kadınların günü kutlu olsun.
Afşin Gündem Yayın Yönetmeni: Gülçare Özarslan
AFŞİN
7 saat önceAFŞİN
7 saat önceAFŞİN
7 saat önceAFŞİN
8 saat önceAFŞİN
1 gün önceAFŞİN
1 gün önceAFŞİN
1 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.